Annelik,
kız çocuklarının genlerinde kodlanmış, ağır ve sorumluluklarla yüklenmiş, ömür
boyu sürecek bir gönüllü görevdir. Henüz bebekken, ellerine verilen oyuncak
bebekleriyle, annelik rolüne ısınması için hazırlıklar başlar. Kadınların,
çocukluk ve ergenlik boyunca bile, gördüğü her bebeği sevmesi, daha sonraları,
gördüğü her bebeğe iç geçirmesi de bu yüzdendir. Annelik; toplum olarak, dişi
insana biçilmiş ve mutlaka başarılı olmak zorunda olduğu bir görev, hatta var oluş
sebebi olarak, beyinlerine ve ruhlarına işlenmiştir.
Şimdiki annelerin ve bir
önceki nesil annelerin, kendi anneleri, genel olarak çalışmazdı, ev hanımıydı.
Bu yüzden, büyürken hep yanlarında, evlerinde anneleri vardı. Bu jenerasyondaki
anneler, annelerine benzemek istemediklerini söyleyerek, annelerinden
gördüklerini çocuklarına yansıtma çabasındadır birazda. Çalışma hayatında var
olmak, evde her şeye hâkim olmak, günde 24 saat süren bir çabayı
gerektirmektedir.
ÇALIŞAN ANNE SENDROMU NEDİR ?
Çalışma hayatı,
kadınları daha çok kabullenir hale gelmektedir. Kanunlar ile kadınların
çalışabilmesi desteklenmekte, kolaylıklar sağlanmaya çalışılmaktadır. Hayat
şartlarının gerekliliği, eve giren bir maaşı yetersiz kılmakta, kadınlar,
kendilerine biçilen rollerden daha fazlasını yapmak zorunda kalmaktadır.
Zorunda kalmaktan öte, kadınlar, iş hayatında kariyer yaparak, kapasitelerinin,
ev hanımından ve bir anne olmaktan daha fazlasına müsaade ettiğini ispat etme
peşindedir. Ancak, kadın psikoloji gereği; yapılması gereken her iş, tam olarak
yapılmalı ve hatta en iyisi olmalı, eksiksiz ve mükemmel sonuçlar alınmalı ve
kadın tüm bunları yaparken hiç ama hiç yorgunluk ve bitkinlik hissetmemelidir.
Elbette ki teoride bunun
olması istense de, pratikte durum çok farklıdır ve neredeyse imkânsızdır.
Çalışan anne, hem süper bir çalışan, hem de harika bir anne ve eş olmanın
zorunlu olduğuna inanırlar. Öyle ki, harika anne olma yolunda, kendilerinden
vazgeçerler, tüm işler bitmeden gözlerine uyku girmez, sabah gözlerini yapılacak
işler listesini düşünür vaziyette açarlar. Çocukların büyümesi sırasında,
alması gereken terbiyeyi bile, çalışmaktan dolayı, içten içe duyduğu pişmanlık
ve vicdan azabı nedeniyle, eksik verir hale gelebilir, çocuğuna kendisini daha
fazla sevmesi karşılığında, rüşvet verir duruma düşebilir.
Kadın; ev işlerinin
sorumlulukları, eş olma sorumlulukları, çalışma hayatının sorumlulukları, anne
olmanın sorumlulukları derken, uzayıp giden listedeki her görevin, mükemmel
yerine getirilmesini sağlamak için, çalışır didinir. Sonuç olarak; tüm bunları
ağırlıkları, kadının sırtında zamanla birikir, bu ağırlığın altında ezilip
gitmemek için, kadının bazı çözüm yolları bulması gerekir.
ÇALIŞAN ANNE SENDROMU İÇİN ÇÖZÜM YOLLARI
Öncelikle,
birlikte yaşadığınız kişiden, yardım istemekten çekinmeyin. Eşinize, yardıma
ihtiyacınız olduğunu söylemeniz, sizi aciz ve güçsüz göstermez, limitleri olan
bir insan olduğunuzu gösterir. Ya da, hafta sonları, bir veya iki saat,
çocuğunuzu güvendiğiniz bir aile bireyine bırakarak, açık havada yalnız
kalabileceğiniz, kendinizi dinleyebileceğiniz, hiçbir iş yapmayacağınız, küçük
ve özel zamanlar yaratabilirsiniz. Bu zamanlar, başlayacak olan aşırı yoğun
hafta için, enerji depolamanızı, kendinizi toparlamanızı sağlayacaktır.
Çalışan anne olmanız,
çocuğunuzun eksikliklerle büyümesine sebep değildir, bu bilip kabullenirseniz,
daha az suçluluk hissedersiniz. Sürekli sadece ev işleri yapan bir annenin evde
olması ve çocuğuna karşı yeterli ilgiyi göstermemesi, akşamları eve gelip tüm
zamanını çocuğuna ayıran bir anneden daha iyi değildir. Bebeklikten itibaren,
kendi başına bir şeyler yapması gereken çocuğunuz, kendisi gibi olmayan ve
annesi ile büyüyün bir çocuktan, çok daha fazla şeyler yapabilir halde
olacaktır, kendi ayakları üzerinde durmayı ve bağımsızlığı erken yaşta
öğrenecektir. Bazı işlerin aksaması, dünyanın sonu değildir, biraz dağınıklık,
henüz kimsenin ölümüne sebep olmamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder