İlk bakışta
çocuklu ve kalabalık aileler için cazip gelen yalnız yaşam, aslında birçok
zorluğu içinde barındırır. Evde yalnız olmak, hiçbir sorumluluk ve iş düzeni
gerektirmeyecek, istenilen saatte yatmak, istenilen saatte kalkmak, yemek
saatleri serbest olacaktır. Kısaca özgür yaşamı ifade eder. Yıllardır Avrupa
ülkelerinde yalnız yaşam tercih edilmiş, yalnız yaşayanlar için siteler
kurulmuştur. Son yıllarda ülkemizdeki büyük şehirlerde de moda olmaya
başlamıştır. İlk başlarda her birey için cazip gelen, sadece kendine odaklı
yaşamak, bir süre sonra kişinin psikolojisinin bozulmasına sebep olmaktadır.
Hiç kimseye karşı sorumluluk hissetmeme anlamına gelen ve eve
saat kaçta girildiği, kaçta çıkıldığı, düzenli bir yemek saatinin olmayışı,
evdeki düzenin önemsizliği, özellikle gençlere çok cazip gelmekte ve bir an
önce yalnız yaşayabileceği bir eve çıkma çabası içine girmelerine sebep
olmaktadır. Uzun süren yalnız yaşam ise kişiyi bir süre sonunda sıkmakta ve evi
paylaşabileceği bir arkadaş arayışına girmesine sebep olmaktadır. Yalnız yaşam
bencillik demektir. Bencillik ise sürekli yalnız kalmaya yol açar.
YALNIZ YAŞAM ARZUSU EN ÇOK
KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Yalnız yaşam isteği, ailesinin gözetiminde yaşayan ve evinde
fazla kuralları olan gençlerde daha fazla görülür. Üniversite yıllarında veya
işe ilk başlanan yıllarda özgür yaşama arzusu içindeki gençler, ilk başlarda
dağınık ama mutludur. Birkaç yıl bazen de birkaç ay dayanabilen gençler bir
süre sonunda aile sıcaklığını aramakta ve ailesinden ayrı kentlerde yaşayanlar
ise yanına ev arkadaşı bulma çabasına girmektedir.
YALNIZ YAŞAM PSİKOLOJİSİ
NASILDIR?
İlk birkaç yıl çok zevkli ve rahattır. Birkaç yıl sonunda evde
yalnız olmak; kişinin sürekli kendisi ile konuşmasını, iyi veya kötü geçmişte
yaşadığı olayları hatırlamasını ve gittikçe bencilleşmesini sağlar. Sorumluluk
almamak için evlilik ve çocuk düşünülmez. İnternet ortamına aşırı düşkünlük ve
insanlara tahammülsüzlük başlar. Hiçbir sorumluluk alınmadığı için iş hayatı ve
kariyer kısa sürede ilerler fakat bu da kişiyi mutlu etmeyecektir.
Uzun ilişkiler de kuramayan yalnız yaşamaya alışkın kişiler,
beraberliklerini anlık veya kısa tutmaktadır. Zaman ilerledikçe içe kapanık bir
kişilik ve çevredeki insanlara karşı paranoya başlayabilir. Özellikle yaşlılar
için yalnız yaşam çok ağırdır. Az sayıda hayattaki akranları ile bir araya
gelmek zordur ve enerji gerektirir. Arayan eşi dostu ve yakını olmayan
yaşlılar, zor duruma düşmekte ve bakıma muhtaç kalmaktadır. İçinde böyle
zorlukları barındıran yalnız yaşam, bir süre sonunda kişiyi zorlayacaktır.
YALNIZ YAŞAYANLAR, İÇ
DÜNYASINDAKİ YALNIZLIĞI NASIL ATMALIDIR?
1. Daha okul yıllarında, arkadaş ve çevre edinmek önemlidir. Her
arkadaş, insana dost olmayabilir, fakat bazen sadece günaydın demek bile insana
yalnız olmadığını hatırlatacaktır.
2. Kısa süreli yalnızlık güzeldir ve her insanın kısa yalnızlıklara
ihtiyacı vardır. İnsan kendisi ile yüzleşebilmeli ve bazen kısa bir süre
sorumluluk almadan özgür kalmalıdır. Bu durumun kişiyi ne zaman bencilliğe
ittiği dikkate alınmalı ve erken önlemler alınmalıdır.
3. Mecburi yalnızlıklarda, ev dışında sosyalleşmek önemlidir. İş ve
öğrenim dışında kalan zaman, sosyal faaliyetlere ayrılmalı ve bol arkadaş ve
çevre edinme çabası artmalıdır.
4. Evde evcil hayvan beslemek, kişiyi yalnızlığın bencilliğinden
kurtaracak ve evde bir sorumluluk yaratacaktır. Evcil hayvanlar, inanılmaz
sevgi doludur ve onların sevgisini kazanmak en kolay kazanılan ve kolay kolay
kaybedilmeyen gerçek sevgidir.
5. Karşı cinsle iletişim kurarken, karşı tarafın beklentileri de
dikkate alınmalı ve duyarlı davranılmalıdır. Kısa süreli ve günlük ilişkiler
yerine içinde duygu barındıran, gerçek ve uzun ilişkiler tercih edilmelidir.
6. Hala içindeki yalnızlık duygusunu yenemeyen kişiler bir uzmandan
yardım almalıdır. Çok ilerleyen vakaların, kişinin psikolojisini tamamen
bozduğu unutulmamalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder